8 Kasım 2014 Cumartesi

iki yabancı

Geçen hafta sıradan insanlar için sıradan fakat aşık insanlar için inanılmaz bir olay yaşadım. Hoşlandığım çocuğun izmir'e geleceğini daha önceki yazılarımda yazmıştım. İzmir'e okumaya geldi ve haliyle bir çok öğrenci gibi o da izmir'e hayran kaldı. Neyse... Yaşadığım olaya gelirsek şu şekilde oldu:

Dünya küçük... Kendisi Ege Üniversite'sinde okumamasına rağmen kampüse uğramaya başlamıştı. Swarm sağ olsun :) İşe gittiğim günlerden biriydi. Düzenli bir iş değil bu. Bir tekstil firmasında yoğun iş olduğu zaman yardımcı eleman olarak günübirlik olarak gidiyorum bu işe. Cuma günüydü ve erken kalkıp işe gittim. Öğle arasında iş yerinden izin alıp okula gittim. Çünkü yemekhaneden kartıma dolum yaptırmalıydım yoksa bütün hafta aç kalırdım o.o Bunun için benimle beraber çalışmaya gelen arkadaşımla üniversitenin yolunu tuttuk. Tabii o sıralar bana swarm'dan bildirimler geliyor. Bir de ne göreyim çocuk Ege Üniversitesi Kampüsü'nde check-in yapmış. Yemekhane sırasındayken aklımda deli sorular... Nerededir acaba, bana yakın mıdır, bu tarafta mı yoksa üniversite hastanesi taraflarında mı? diye düşünürken başımı sola doğru çevirdim. Bu sırada bunları düşünürken arkadaşımla konuşuyoruz tabii.

Bir anda dünyam durmuştu. Gerçekten durdu. Arkadaşımın dediklerini anlamıyordum. hiç bir şey duyamıyordum. Dünya benim için o an gerçekten durdu. Kalbim küt küt atmaya başladı. Tanrım didim :) bu gerçek olamaz ya... Nasıl olmasın ki; üniversite küçücük yer. Oysa en büyük kampüse sahip üniversitelerden birisi Ege Üniversitesi. 

Gözlerine baktım hemen geri çektim. Korktum... Garip bir şekilde beni görmemesini istedim o an. İç güdülerim bana bunu emrediyordu ve öyle de oldu. Yanımda duran arkadaşımın arkasındaydım. Aramızda o vardı. Tekrar gözlerine baktım. Göz göze gelecekken tekrar saklandım gözlerimi çevirdim. Bir metre ötemdeydi. Adı ağzımdan çıksa duyacaktı. O beni gördü mü, fark etti mi hala cevabını beklediğim sorular ama elimden gelen, o an hiç bir şey yapmamak oldu. Çok yakındı... Yanında iki kişi daha vardı. Birini tanıyordum bizim gey cemaatinden :) Ama hiç konuşmuşluğum yok. Belki hornetten görmüşümdür. 

Yanındakilerle konuşuyordu. Mizacı mı bilmiyorum ama bitkin bir hali vardı. Gözlerimi kaçıra kaçıra ancak o kadarını anlayabildim. Ama gözleri çok güzel. Fotoğraflarındakinden çok daha güzel. İçimi yakıyordu ama bu kadar yakınken birbirimizi hiç tanımıyormuş gibi davranmak. Kalbim hala hızlı atıyor, ne yapacağımı bilmiyordum. Masmavi gözlerine bir bakış daha ve tekrar kaçış. İşte buradaki vakti de doldu. Gitme vakti. Yavaş yavaş uzaklaşmasını seyrettim. Artık rahat rahat bakabiliyordum. Arkadaşım anlamasın diye arada dönüyordum tabii. Ama her baktığımda biraz daha uzaklaşıyordu. Sonra metroya doğru yöneldi ve gözden kayboldu. İçimden defalarca lanet olsun... lanet olsun diye söyleniyordum. küfür etmiyordum sadece lanet olsun :)

O anı hiç unutmayacağım galiba. Zira gece rüyamda görmem bilinç altımın oyunu değil, resmen hissettiklerim.

4 yorum:

  1. o anları yaşadım resmen :) gitiş cümlende bahsettiğin gibi kimisine normal gelebilir bu yaşananalar ancak bilen bilir :) keşke merhabalaşsa idin en azından ;)

    YanıtlaSil
  2. inan o zaman ne yaptığımı ben de bilmiyordum. :)

    YanıtlaSil
  3. heycandan nasıl okuduysam kendimi gönderen merthan zaman kısmını okurken durdurdum off bu hikayenin devamında noldu :D

    YanıtlaSil
  4. geçen gün yine karşıma çıktı yine iki yabancı gibiydi. beni gördü mü bilmiyorum. galiba gördü ama bir şey ifade etmiyor. :)

    YanıtlaSil