14 Eylül 2014 Pazar

uzakta bir yerde

uzaklarda kimselerin bilmediği bir yerde denizin maviliğinde ve ağaçların yeşilinde dinlenmek istiyorum. yorgunluğumdan değil, uykum geldiğinde de değil. sadece bana iğrenç gelen şeylerden kaçmak için. yaprakların kırdığı güneş ışığını yüzümde hissetmek istiyorum. denizin esintisiyle sarhoş olmak istiyorum. güneş batarken sıcaklığını yerine soğuk ve üşütücü havaya bırakırken küçük bir ateşin yanında ısınmak istiyorum. dalgaların sesiyle yıldızları izlemeyi ve öylece dalıp uyumayı istiyorum.



Lüks bir araba istemiyorum. bana yılları harcamış ve içinde tarih kokan bir vosvos gerek. Çıkardığı yorgun motor sesiyle yolları yavaş yavaş gitmek istiyorum. sindire sindire doğayı seyretmek istiyorum açıp pencerelerden. hız ve ya abartılmış bir egzoz sesiyle değil de vosvosun alev kırmızısıyla dikkat çekmek istiyorum. gürültülü ses falan da istemiyorum küçük teypten çıkan müziği işitmek istiyorum. ben duyayım yeter. başkası dinlediğim müziğin abartılı bas sesini neden duymak istesin ki. zaten dinlediğim müziklerde de abartılı bas olacağını zannetmiyorum.

Yanımda tabii ki sevgilim olsun isterim. ben vosvosu sürerken 'neden daha iyi bir arabada yolculuk etmiyoruz' tartışmasını da yapmak istiyorum. Tartışmayı bitirmek için müziğin sesini biraz açmak istiyorum. sonra müziğin tıngırtısıyla uyuyan sevgiliyi seyretmek istiyorum. tabii yoldayken değil :) belkide yaz ayı olduğu için uyurken terler biraz alnındaki terleri siler bir öpücük kondururum.

Belki yine deniz kenarında kamp kurulur. bu sefer sevgiliyle. belki... yalnız ve sakin küçük bir koy olsun ve sadece bizim çadırımız olsun. belki önce koyu keşfederiz. sonra yiyecek bir şeyler ayarlayıp ateş yakarız. denize girer yalnızlığın keyfine varırız. sonra akşam olana kadar sohbet belki de kitap molası... sonra el ele tutuşup yıldızları seyrederiz. belki yıldızlara isim koyarız. sonra o yine benden önce uyur başını omzuma alırım nefesini dinlerim biraz sonra bu nefes ritminde bende uykuya dalarım.

13 Eylül 2014 Cumartesi

hayal ederken yalnızsın


( müzik eşliğinde dinleyebilirsiniz )

günün birinde yine 
yalnızlıklarla kadeh kaldırmanın eşiğindeyken, 
birden karşına çıkıp 
onun geleceğini hayal edebilirsin. 
seni umursayıp umursamayacağını
umursamayabilirsin. 
çünkü hayal ederken 
aslında yalnızca sen varsın. 
ve hissettiklerin...
yalnızlığını sindiremeyebilir. 
ağlayabilirsin... 
acıkmış bir bebeğin 
annesine attığı çığlık gibi 
ve ya bir çocuğun 
düştükten sonra 
dizlerini yaralamasıyla duyduğu acıdan ağlaması...
belki de 
oyuncağı kırılan çocuğun ağlamasıdır. 
ağlayabilirsin işte...
 Zaman... 
değişir... 
büyürsün 
göz yaşları aynı 
fakat ağlamaya değer bulduğun olgular 
farklı...